Ey oğul!
Fikir sufliyattan kurtulursa uçsuz bucaksız marifet deryasına kanat açar. O öyle azametli ve öyle tehlikeli bir yoldur ki o yolda üstün akıl sahipleri bile yolunu şaşırabilir.
Sonra bir bakarsın başka bir alem başlamış.
O alemde tecelliyi temaşa edersin. Artık ne ağaç,ne taş, ne çiçek ne böcek aynıdır senin için. İşte bu alemde Yunus, çiçeği tecelliden koparamaz da kuru bir çiçek götürür şeyhine. Bu alemde su dolabının gıcırtısı inilti olur ve yine bu makamda sarı çiçekle hemhal olursun.
Bu aleme eriştiğinde avamın bütün dünyası su baloncukları gibi görünür sana. Onların büyük bildiği
her şey, zevkleri, aşkları, hayalleri hatta tanrıları bile senin idrak ettiğin hakikate nazaran küçücüktür
ve hepsi o baloncukların içindedir.
Hakikati anlatma derdine düşme, anlamazlar. Sana mecnun derler. Onlara bulundukları hal yeter. Bil ki o derûni hakikat Kur'an'da bile açıkça anlatılmamıştır.
Yoksa dağları parçalayan tecelliye insan yüreği nasıl dayanırdı?