Cevri İle Bir Pazar Sabahı

 

Cevri İbrahim Çelebi Kimdir

Câm aldık ele gül gibi handânlığımız var

Bülbül gibi şevk ile gazel-hânlığımız var


Bizim handânlığımız, mutluluğumuz maddiyata dayalı değildir. Ruhun neşvesi maddiyata dayanmaz. Bizim de mutluluğumuz gül gibi. Nasıl ki gülün verdiği mutluluk manevi bir mutluluksa biz de mutluluğu manevi iklimlerde arar ve yaşarız.  İşte bu mutluluğumuzu bülbül gibi şevkle ifade etmek ve elimize kadeh (câm) almış gibi mutluluktan sarhoş olmak için gazel okuruz ki bu da yapamadığımız bir şey değildir.


Azâdeyiz endîşe-i esbâb-ı hevesten

Derviş-i mücerred gibi sultânlığımız var


Biz maddiyat peşinde olmadığımızdan maddiyata hevesli kişilerin sıkıntılarına sahip değiliz. Bizim bütün çıkar ilişkilerinden soyutlanmış bir makamımız var ki o makam her şeyin üstündedir.


Meyhâne vü mescidde ibâdet eder olduk

Sûfî bize ta'n etme müselmânlığımız var


Bizim böyle gazeller okuyarak sarhoş gibi etrafta dolaşmamızı, sonra da camilerde saf tutmamızı ayıplamayın. Bizim bu halimiz dünya sarhoşluğu değil, müslümanlığımızdandır. Biz sadece camideki ibâdât-ü taâtimizle kulluk yapmayız. Bizim her halimiz cezbe hali oldu.   


Tahsîl-i murâd-ı dil içün yok yere Cevri

Sarf ettiğimiz ömrü peşimanlığımız var


Ey Cevri, gönlümüzün muradı olsun diye bütün ömrümüzü sarf ettik. Şimdi elde ettiğimiz bu makamla, bu sarhoşlukla anlıyoruz ve pişmanlık duyuyoruz ki heveslerimizin peşinden koşarak bir ömrü ziyan etmişiz. 


Cevri'nin bu gazeli yazarken gerçekten muradı bu muydu bilmiyorum ama onun bir mevlevi - melami olması beni bu gazeli bu şekilde yorumlamaya itti. 16. yüzyılın sonlarında veya 17. yüzyılın başlarında yazılan gazeldeki İstanbul Türkçesi'nin güzelliği ve ifadelerin gücü olağanüstü. Cevri gibi söylemekten zevk alan birinin iki dakikada göz atıp, okuyup geçeceği bir gazel değil bu. Nitekim ben de okuyup geçemedim ve bu gazeli yorumlayarak not etme ihtiyacı hissettim. 


 Câm aldık ele gül gibi handânlığımız var

Bülbül gibi şevk ile gazel-hânlığımız var


Azâdeyiz endîşe-i esbâb-ı hevesten

Derviş-i mücerred gibi sultânlığımız var


Meyhâne vü mescidde ibâdet eder olduk

Sûfî bize ta'n etme müselmânlığımız var


Tahsîl-i murâd-ı dil içün yok yere Cevri

Sarf ettiğimiz ömrü peşimanlığımız var


Yorum Gönder