İradenin Tahammül Gücü: Sabır

 

Sabır hakkında yazı


    Sabır, insanın maddi manevi ihtiyaçlarına ve sıkıntılarına tahammül gücüdür. Bu güçle insan her türlü zorluğa rağmen fiziki ihtiyaçlarını, arzularını, dürtülerini kontrol altına alarak, bir amaca matuf çabasında sonuç alana kadar ısrar eder. Bu tahammül, zaman ve olaylara karşı bu direniş, insanın doğru, mantıklı ve makul kararlar almasına, durumlar ve olaylar karşısında iradesinin güçlenmesine ve karakterinin şekillenmesine yardımcı olur. Bu bakımdan sabrı sadece bir bekleme sanatı olarak tarif etmek yanlış olur.

    Hayatın her alanında, yapılan her planda en öncelikli ve en elzem şey sabırdır. Sabır sadece planın sonuçlanmasını beklemek değil plana göre yapılması gerekeni azimle ve ısrarla yapabilme gücüdür. Bir mühendisin veya bir işçinin üzerinde çalıştığı bir projeyi bitirmesi için üzerine düşeni yapması, kararlılıkla çalışmaya devam etmesi şarttır. Proje bitene kadar kararlılıkla çalışmaya devam etmek sabrın kendisi, sonuçlanan proje ise sabrın meyvesidir. Aynı şekilde bir öğrencinin her gün aynı şekilde düzenli olarak derslerine çalışması sabrın kendisi, bu çalışmanın sonucunda başarılı olması ise sabrın meyvesidir. Unutmamak gerekir ki sabrın kendisi acı olsa da meyvesi her zaman tatlı olur.

    Sabır insan karakterinin tarlasıdır. Her insanı erdem bu tarlada sabırla filizlenir. İyilik, dürüstlük, çalışkanlık, sorumluluk, hoşgörü gibi birçok haslet sabırla kazanılan erdemlerdir. Birçok durum karşısında bencil, kötü ve aceleci davranmak çoğu kez daha cazipken insanın bu duruma sabırla karşı koyması onu iyi bir insan yapar. Olaylar ve durumlar karşısında sabırlı davranmak, sadece sabredilen durumdan olumlu bir sonuç alınmasını sağlamaz, aynı zamanda insanın karakterinin daha da olgunlaşmasını sağlar.

    Evrendeki ilk hareketle zaman, zamanla birlikte de sabır başlamıştır. İnsanın yaşadığı dünyanın oluşması ve üzerinde hayatın başlaması ve nihayet insanın, insanlığın bu günkü durumuna ulaşması milyonlarca yıl sürmüştür. Bu duruma bakarak denilebilir ki kainatın düzeni sabır üzerine kurulmuştur. Her ne kadar insan aceleci olsa da doğa kendi kanunlarından asla ödün vermez. Her bahar için kışı bekletir. Her tohumun meyveye dönüşmesi belirli bir sürenin geçmesiyle ve belirli şartların oluşmasıyla mümkündür. Doğada gerçekleşen her olayın belirli bir düzeni, hazırlığı ve süresi vardır. Doğanın yaşam döngüsü sabra ve zamana bağlıdır. Zamansız meyveye duran her ağaç heba olur gider.

    Doğanın bir parçası olan insan da tıpkı doğa gibi her hareketinde, her planında ve her adımında sabırlı olmak durumundadır. Bu sabır insanın içinde bulunduğu durumu anlamasına, yerinde, mantıklı ve makul kararlar almasına yardımcı olur. Sabırsızlanmak, vakti gelmeden filizlenmek, zamansız meyveye duran ağaçların heba olması gibi düşüncelerin ve emeklerin karşılıksız kalarak heba olmasına neden olur.

Yorum Gönder