Başarıya Olan İnanç: Öz Güven

 Öz güven hakkında yazı


    Öz güven, insanın olaylar ve durumlar karşısında, inançla, cesaretle, azimle ve kararlılıkla harekete geçmesini, kendini geliştirmesini ve başarılı olmasını sağlayan bir duygudur. Öz güveni tam insan, başarıya inanmış, sorumluluk alma cesaretinde bulunmuş, kararlı bir şekilde sonuna kadar çalışmayı görev edinmiş, azimli ve gücünün farkında olan insandır. Bu farkındalık onun olumlu ve başarılı bir karakter geliştirmesine ve sahip olduğu potansiyeli en doğru şekilde kullanmasına yardımcı olur.

    Öz güven başarıya olan inançla başlar. Bu inanç kişinin harekete geçmesindeki en önemli etkendir. Başarıya inanan kişi bu inançla hedefine ulaşmak için önündeki tüm engelleri göğüslemeyi alır. Bu engeller birçok kişinin mizacından dolayı engel olarak görmediği utanma, sıkılma, erteleme, odaklanamama gibi içsel engeller olabileceği gibi öz güven gerektiren durumların getirdiği dışsal engeller de olabilir. Başarıya inanan kişi bütün bu engelleri aşarak hedefine ulaşmak için kendisindeki mücadele gücünün farkında olan ve başarının bu gücü kullanmasına bağlı olduğunu bilerek harekete geçen kişidir.

    Öz güven bir işi kusursuz bir şekilde yapmak değil, o işi neticelendirmek için defalarca hata yapmayı göze almak demektir. Öz güven sahibi insanlar hata yapmaktan, hataları sebebiyle ayıplanmaktan veya alay edilmekten korkmazlar. Onlar yapılan her hatanın doğruyu gösteren bir işaret olduğunu bilirler. Edison ve onun ampulü bulma hikayesi bunun en güzel örneğidir. O ekibi ile birlikte havası boşaltılmış cam fanusun içine koyacağı dayanıklı teli bulmaya çalışmış, bunun için sakal kılı dahil yüzlerce şeyi denemişti. Edison hatıralarında o günleri anlatırken çalışmaktan gözlerinin yandığından ve bunun dayanılmaz sancılar verdiğinden bahseder. Asistanlarının “vazgeçelim” demelerine rağmen azimle çalışmaya devam eden Edison, nihayet ceketinin düğmesinden sarkan iplikle aradığı dayanıklı teli bulmuştur. Ancak Edison’un mücadelesi henüz bitmemiştir. Ampulün evlerin aydınlatılmasında kullanılabileceğini insanlara anlatması gerekmektedir. Edison, bunun için ekibi ile birlikte aylarca çalışarak binin üzerinde ampul yaptı. 900 binaya elektrik şebekesi çekerek 4 Eylül 1882’de binalara elektrik akımı verdi. O tarihten itibaren insanlık onun öz güveninin ve azminin aydınlığında yaşamaya başladı.

    Birçok durumda kişinin en büyük engeli yine kendisidir. Arzulara ve duygulara teslim olmuş bir akıl sizi duygularınızın ötesine taşıyamaz. Yapılmaması için hiçbir engel olmayan basit işler bile utanma, sıkılma, tembellik gibi duygular ve basit hazlar yüzünden çoğu kez ihmal edilir. Aklını hislere ve hazlara teslim etmiş bir insan, sağlam bir irade ve öz güven gerektiren durumlar karşısında mücadele etmeyi değil ertelemeyi, bahane bulmayı, inkar etmeyi veya kaçmayı tercih eder.

Öz güveni olan insan kendi ile barışık insandır. O hatalarını, eksiklerini bilir ve onlarla yüzleşir. Onları birer engel olarak değil birer basamak olarak görür ve onların üzerinde yükselir. Gurur, kibir, utanma veya aşağılanma duygusu gibi sebeplerle eksiklerinin ve hatalarının üzerine gidemeyen, onları görmezden gelen ve onlarla yüzleşemeyen insanlar öz güven sahibi olamazlar.

    İngilizce hazırlık sınıflarında derse girdiğim yıllarda pek ders çalışmayan ancak telaffuz hatalarına rağmen derste İngilizce konuşmayı denemekten vazgeçmeyen Ali isimli bir öğrencim vardı. Sınav kağıtlarına neredeyse hiçbir şey yazmadan geri veren bu öğrencim konuşma derslerinde ısrarla söz alır, arkadaşlarının gülmesine ve laf atmasına aldırmadan İngilizce konuşmaya çalışır hatta çoğu zaman gülüşmelere kendi de katılırdı. Yıl boyunca, verdiği boş sınav kağıtlarından dolayı, hazırlık sınıfındaki en düşük seviyeli öğrencim olan Ali’nin yıl sonu hazırlık sınıfı geçme sınavından geçemeyeceğine bütün arkadaşları kesin gözüyle bakıyordu. İşin doğrusu ben de aynı kanaatteydim. Nitekim dil bilgisi ve konuşma olmak üzere iki bölümden oluşan ve bir hafta arayla yapılan sınavın dil bilgisi sonuçları açıklandığında Ali sürpriz yapmamış, yine en düşük puanı almıştı.  Dil bilgisi testinden en düşük puanı alan Ali konuşma sınavında, okulun tüm İngilizce öğretmenlerinden oluşan bir komisyon önünde,  İngilizce bir konuşma yaptı. Ali komisyondaki konuşmasını bitirdikten ve sınıfı terk ettikten sonra komisyonda bulunan öğretmenler arasında sıkı bir müzakere başladı. Zira dil bilgisi testinden en düşük puanı alan Ali konuşma sınavında en iyi performans gösteren öğrenciydi. Yıl boyunca arkadaşlarının kendisi ile alay etmelerine aldırmayarak derslerde sürekli İngilizce konuşmaya çalışması ve yılmaması Ali’yi sınıfın en iyi İngilizce konuşan öğrencisi yapmıştı. Komisyondaki İngilizce öğretmenlerinin “dil, konuşmak için öğrenilir ve bu öğrenci en iyi konuşan öğrenci” ortak kanaati ile sınıf tekrarına kesin gözüyle bakılan Ali sadece hazırlık sınıfını geçmekle kalmamış, bütün arkadaşlarını geride bırakarak hazırlık sınıflarının en iyi İngilizce konuşan öğrencisi seçilmişti.

    Öz güven, kişinin kendini büyük göstermeye çalışması ve başarısını övmesi değildir. Kişinin kendisini övmesi olumsuz bir karakter özelliği olan kibirdir. Öz güven, insanın olaylar ve durumlar karşısında kendini tanıması, potansiyelini bilmesi, hataları ile yüzleşmesi, başarıya inanması, azmetmesi ve kendini ortaya koyma cesaretinde bulunabilmesidir. Kendi potansiyeline inanarak, eksikleri ve hataları ile yüzleşerek kararlılıkla ve cesaretle toplumdaki statüsünü kazanmaya çalışan her birey kendini gerçekleştirmeye çok daha yakındır.

Yorum Gönder