Yardımlaşma

  
Değerler eğitimi; yardımlaşma

 
İnsan doğası gereği medenidir. Yalnız yaşamak için yaratılmamış, aksine ihtiyaçlarını yerine getirmek için kendi gücünden daha fazlasına ihtiyaç duyacak şekilde yaratılmıştır. Bu durum hayatın temeline olmazsa olmaz bir kavram yerleştirmiştir; Yardımlaşma.

    Her insan hayatta kalışını ebeveyninin veya hamisinin yardımına borçludur. Çünkü insan dünyaya acz içinde gelir. Yaşayabilmesi, kendi hayatını idame ettirecek duruma gelmesi ancak dışarıdan alacağı yardım ile mümkündür. Ebeveyn tarafından sağlanan bu yardım aynı zamanda anne baba olmanın gereğidir. Bu durumda diyebiliriz ki yeryüzünde yaşamı devam ettirecek en önemli gerekliliklerden birisi yardım ve yardımlaşmadır.

    İnsan büyüyüp gerekli akli ve fiziki olgunluğa eriştiğinde de yaşı, zekası, gücü ve yeteneği hangi seviyede olursa olsun başkalarının yardımına muhtaç olma durumu devam eder. Çünkü insan kendisini hayata bağlayan mutluluk, huzur gibi kavramlara kendi başına ulaşamaz. Bunun için hem çevresinden yardım almak hem de çevresine yardım etmek durumundadır. İnsanın maddi veya duygusal eksikliğinin başkaları tarafından giderilmesi insanı mutlu ettiği gibi yardım ederek bu eksiği gideren kişileri de mutlu eder.

    Yardım etmek, başkalarına maddi veya duygusal açıdan destek olmak insana huzur veren asil bir duygudur. Yardım ve yardımlaşma kişinin insani yönünü geliştirerek onu sıradan olmaktan çıkarır ve daha güçlü yapar. Güçsüz, ihtiyaç sahibi, zorda kalmış, maddi veya manevi yardıma muhtaç olanlara yardım eden kişi güçlü dostluklar kurduğu gibi insani bir görevi yerine getirmenin tarifsiz huzurunu yaşar.

    Başkalarına yardım etmeyi seven gerçek yardımseverler yardımları için bir karşılık beklemezler. Bir insanın elindeki olanakları başkası için kullanıp karşılığını beklemesi yardım olarak değerlendirilemez. Çünkü yardım tamamen insani duygularla, teşekkür dahi olsa karşılık beklemeden ve kimseyi minnet altında bırakmadan başkalarına destek olma durumudur. Çevreye karşı saygınlık kazanma, takdir toplama, iyi bilinme gibi menfaate yönelik sebeplerle yardım yapmak ulvi bir duygu olan yardımlaşma ile bağdaşmaz.

    Yardımlaşma insanların birbirine güven duymasını ve toplumsal bağların güçlenmesini sağlar. Yardımlaşma duygusunun geliştiği toplumlarda empati gelişir, açlık, sefalet ve yoksulluk toplumun problemi olmaktan çıkar. Böyle toplumlarda kin, nefret gibi kötü duygular azalır. Sosyalleşme, hayırseverlik ve dayanışma artar. Yardımlaşma toplumun ve bireyin şevkat ve merhamet duygularını geliştirir.

    Yardımlaşma sadece maddi manevi ihtiyaç sahiplerine el uzatmak değildir. Toplum yararına yapılan işlere katkıda bulunmak, yürütülen projelere destek vermek de yardımlaşmanın güzel örnekleridir. Bu tür işlerde yapılan işin daha verimli olması için başkalarına yardım eden ve gerektiğinde başkalarının yardımına başvurabilen insan hem kendisinin hem de içinde bulunduğu toplumun yaşam kalitesini artırır.

İnsanın varoluşundan beri yardımın ve yardımlaşmanın önemi tecrübe edilmiş, bu durum bir çok dilde ve kültürde çeşitli sözlerle vurgulanagelmiştir;

Kardeşinin salını karşıya geçirmeye yardım et göreceksin ki sen de karşıdasın. (Hint Atasözü)

Yalnız olan rahat görmez, yardımlaşan yorulma bilmez. (Tatar Atasözü)

Bir elin nesi var, iki elin sesi var. (Türk Atasözü)

Kendi evini yapamıyorsan bir yapana taş taşı. (Hint atasözü)

Eller çok olunca yük hafifleşir. (İngiliz atasözü)

Yorum Gönder