Kindi, din tacirliği ve felsefe üzerine



"Kim din tacirliği yaparsa onun dini yoktur. Çünkü sattığın şey senin değildir" der ilk İslam filozofu Kindi. Dini kullanarak etrafına topladığı müritleri ile felsefeyi hedef alan, dini fıkhi konulara mahkum eden ve düşünce üretemeyen zamanın din adamlarına ateş püskürür. Onları kıt akıllı ve gerçeğin esprisini anlamaktan uzak insanlar olarak niteler.

Kindi İslam felsefesinin öncüsüdür. 9 – 11 yüzyıllarda islam coğrafyasında bilimin gelişmesinin temelinde islam felsefesi yatar. Çünkü felsefe ile aklın ışığında varlık, yokluk, bilginin kaynağı ve metafizik sorgulanmıştır. Sözgelimi gökyüzünün maviliği hakkında “Allah’ın hikmeti” açıklaması yeterli bulunmamış ve bu hikmet sorgulanmıştır. İşte Kindi’nin bu hikmetleri sorgulaması Kindi’nin kendi tabiriyle “din tüccarlarını” rahatsız etmiştir. Meterolojik olayların hikmetini sorgulayan Kindi hava olaylarının nasıl geliştiğini günümüzdekine çok yakın şekilde açıklamıştır. Hareketi, zamanı, zamanın başlangıcını ve tevhidi felsefi yöntemlerle izah eden Kindi kendinden sonra gelecek olan İslam alimlerine ve feylesoflarına ışık tutmuştur. Öyle ki Kindi’yi felsefeden dolayı suçlayan birçok alim bile tevhidi anlatırken Kindi’nin delillerini kullanmıştır.
Allah ile kainat arasındaki ilişkiyi ruh ve beden arasındaki ilişkiye benzeten Kindi insanı kainatın misal-i musağğarı olarak görmüştür. Felek ve göklerin eter (esir) denilen havadan daha hafif bir madde ile dolu olduğunu söyleyen Kindi bu fikirleri ile kendisinden bin yıl sonra yazılan kitaplara ilham kaynağı olmuştur.
Hasıl-ı kelam dinin tekrar yükselişe geçmesi için dini fıkıh kitaplarının ve menkıbelerin ötesine taşımak ve tekrar düşünce üretir hale getirmek gerekir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın üzerinizdeki nimetini, size kendisiyle öğüt vermek üzere indirdiği kitap ve hikmeti hatırlayıp, düşünün” (Bakara – 231) denilmektedir ki İslam feylesofları felsefeyi hikmetin bilgisi olarak tarif etmişlerdir.


Edinilen bilgiler, zihinde oluşan düşünceler ve mütaalar bu şekilde yazılırsa kalıcı olur. Bu yazıyı yazmaktaki maksadım da bu idi.