Nankör Kelimesinin Etimolojisi


Muallim fedakar olur, yapıp ettiklerinden şahsı adına bir karşılık beklemez, beklemez de lakin talebe milleti bazen pek bir kadir kıymet bilmez davranır...

Tatil gününde öğrencilerin hoşça vakit geçirmesi için teşkil edilen bir pikniğin ardından öğrencilerin "piknik alanındaki tuvaletlerde kağıt yoğ idi, çok yürüdük, otlar yeşil idi, ağaçlar büyük idi" ve sair serzenişlerini dinledikten sonra "nankör" kelimesi aklıma takıldı.  Ne tuhaf bir kelime. Nankör! Etimolojik olarak bu kelimeyi araştırmak istedim.

Derhal Google amcayı çağırıp "nankör kelimesini ve dahi yedi sülalesini huzura getiresin" deyü talimat verdim. Lakin Google Amca benim gibi üç beş sergerdenin açıklamalarını karşıma çıkardı.

Bu melmeketin kocaa dil kurumu dururkene ne diye başka şey ararsın bre gafil deyü kendi kendime hayıflandım. Türk Dil Kurumu'nun hazırladığı sözlüğü açıp nankör kelimesini aradım. Cevap olarak karşıma çıkan resimleri  (aşağıdadır) görünce hem şaşırdım, hem de ne yalan söyleyeyim biraz incindim.


Resimlerin hemen üstünde "Türk İşaret Dili Parmak Alfabesiyle Gösterilişi" yazıyordu.
Durumu anlayıp tövbe istiğfar çektikten sonra  kelimenin Türkçe açıklamasını okudum: "iyilikbilmez"

Okuduğum bu cevap da beni tatmin etmeyince tekrardan Google Amca'ya müracaat ettim. Ancak bu sefer nankör kelimesinin önüne etimoloji eklemeyi unutmadım. Etrafımdaki güzin "hocam etimoloji caiz deüldür, ülkermoloji yaz" dedilerse de "aman canım, yemeyeceğim ya, bi bakıp kapatacağım" deyerekten kendi bildiğim gibi yaptım.

Karşımda listelenen sitelerin en üstteki ve soruma en iyi cevap vereni beni iyice şaşırtmış ve teessürata gark etmişti.  Gözlerimi ovuşturdum ve yan gözle siteye tekrar baktım. "Nişanyan Etimolojik Türkçe Sözlük" yazıyordu. Yanlışlık vardır bu işte herhalde dedim. Öyle ya... Türkçe etimolojik sözlük yapmak Ermenilere mi düşmüştü?

Yanlış anlaşılmasın, milliyetçilik yapıyor değilim ama kendi dilinin etimolojisini bile yapamıyorsan ohoooo dedim kendi kendime... Vay..  filan.. daha çok şey dedim de buraya yazmak nasib olmadı.

Nişanyan ne ki aceba deyü meraktan sözlüğü araştırmaya başladım. Meğer sözlüğü meşhur bir dilbilimci  hazırlamış. Gerçi bendeniz de zatın ismini şıppadanak hatırlayamadım ama yüzünü görsem belki hatıra gelir deyerekten "nişanyan" yazıp zatın fotoğraflarını aradım.  Karşıma aha bu resim gibi yüzlercesi çıktı:


Yan yan bakan bu adamı birkaç hafta önceki gazete haberlerinden hatırladım. Sevan Nişanyan! İslamiyetin hakim olduğu topraklarda büyümüş ancak İslamiyete saldırarak gündemde kalmaya çalışan biriydi.  Nankör kökünün etimolojisini araştırırken karşıma çıkabilecek en büyük nankörlerden biri çıkmıştı. 

Yiğidi öldür hakkını yeme derler. Ancak ben bu zat için yiğit demek istemediğimden Sezar'ın hakkı Sezar'a diyorum ve hazırladığı sözlüğün en iyi etimolojik Türkçe sözlük olduğunu itiraf ediyorum. Aksini iddia etmek nankörlük olur.

Bu sözlüğe göre nankör farsça bir kelime. Nan ekmek demekmiş, kör de görmez. Bu iki kelime birleşip iyilikbilmez manasında kullanılmaya başlanmış.

Sevan Nişanyan sadece Türkçe'nin etimolojisiyle ilgilenmemiş. Aynı zamanda Anadolu'daki şehir, kasaba, hatta köylerin eski isimleri üzerine kapsamlı bir çalışma yapmış ve bunu bir sitede yayınlamış. Acaba bizim köyü de araştırmış mı diye bir bakayım dedim. El-hak bizim köyün dahi eski ismine ulaşabildim. 

Elin gavuru kanaatimce kendi diline bir paye çıkarmak maksadıyla Türkçe'nin etimolojisini hazırlayıp ve yine kanaatimce kendi iddialarına temel oluşturabilecek birkaç delil bulabilme maksadıyla bütün Anadolu'nun köy köy yer isimlerini araştırırken bizimkiler feysbukta Kabe resmi paylaşıp altına da "yedi defa paylaşan hac sevabı alır" yazıyorlardı muhtemelen. 

Bir an düşündüm ve kendi kendime "kim bizi tarihini Avusturyalıdan, dilini Ermeniden öğrenen bir millet haline getirdi?" diye sordum. 

Cahillik, tembellik kelimeleri yankılandı zihnimde... 

Amaaan dedim sonra, kimden öğrenirsen öğren, kimin umurunda ve ne önemi var ki? 

Hem bir öğretmen olarak benim yeni neslin ihtiyaçlarına cevap verebilme adına bundan daha önemli görevlerim vardı.

Bir sonraki piknik için tuvaletinde tuvalet kağıdı olan bir piknik alanı bulacaktım!


Yorum Gönder