Kuru Fasulyenin Faydaları

Efenim bendeniz kuru fasulyeyi çok severim. Lakin nedense memleketin zürafası kuru fasulyeye yukarıdan bakıp onu fakir yemeği olarak görürler. Tıpkı arabeski hor gördükleri gibi.

Güzelim kuru fasulyeyi hor görenler sadece zürafa takımı değildir. Memleketin fukarası da bu nimetten bıkmış olmalı ki onu nimet yerine bile koymak istemezler ve "kuru fasulye de kendini nimetten sayıyor" diye alaya alırlar. Hatta bununla da kalmaz, gereksiz şeylerden bahsederken "kuru fasülyenin faydaları" ifadesini kullanarak dalga geçmeye devam ederler.

Garip gurabanın bol kepçe lokantalarında pilav üstü döner yerine yediği, bendenizin okul yıllarında laakal haftada iki üç defa taam ettiğim şol nimetin hiç mi faydası yoktur deyü meraklanıyor idim ki gazetede kuru fasulye bağırsak kanserini önlüyor haberini kıraat edince suyun kaldırma kuvvetini bulan Arşimed gibi sevindim, "evreka evreka" deyü feryad-ü figan ederekten kendimi sokaklara atasım geldi...

Efenim her ne kadar tıbb hususunda tıp deyip susan çocuklar gibi susmam iktiza etse de bendeniz kuru fasulyenin bağırsak kanserini nasıl yok ettiğini tahayyülen ve tasavvuren çözdüm.

Evvel-emirde kuru fasulyenin sindirimi diğer yiyeceklerden farklıdır. Katı bir cisim olan fasulye kısmen değişerek maddenin üçüncü haline yani gaza inkılab eder. Kuru fasulye yiyenler bu değişimi herkesten önce hissederler.

Efenim bağırsaklarda teşekkül eden gazın basınç ve koku alma üst eşiğini zorlayan durumu, bağırsakta yaşarız bağırmasak da deyü mekanı mesken tutmuş zararlı mikropları fevkalhad rahatsız ederekten onların telefine veya terk-i mekan etmesine sebep olurlar deyerekten meseleyi vuzuha kavuşturmuş bulunuyorum. Vesselam.

Bu arada "fasulye"kelimesinin neden "fasulye" yazılıp "fasülye" okunduğunu merak etmiyor değilim. Ayrıca fasulyenin ana vatanı Orta Amerika olduğu halde neden bizim milli yiyeceğimiz olduğu ve dahi milli yiyeceğimiz olduğu halde fasulye isminin neden Rumca'dan geldiği ayrı merak konusudur efenim...