Tolstoy Müslüman mıydı?


2004. Nisan ayı olmalı. Yine o sevdiğim otobüs yolculuklarından birindeyim. En sevdiklerimle... Mesai arkadaşlarımla... Yer Azerbaycan. Kafkasların güneyi... "Buraların Parisidir" denilen Zaqatala yolundayız. Yer yer tabii çiçekli, yer yer tarım arazisi olan dümdüz bir ovanın kuzeyinde yükselen Kafkas Dağları... Manzara her haliyle güzel.

Hacı Murat'ın kabri yolumuz üzerindeymiş. Yolculuk esnasında onu da ziyaret edeceğiz. Hacı Murat Şeyh Şamil'in komutanlarından biri. Bu bölgelerde Ruslara karşı savaşmış ve bir rivayete göre kabrinin bulunduğu yerde pusuya düşürülerek şehit edilmiş.

Hacı Murat ve onun şehadeti hakkında değişik rivayetlere ulaşmak mümkün. Ancak, kahramanlığı, Rus edebiyatının meşhur yazarlarından Lev Nikolayeviç Tolstoy'u etkilemiş olmalı ki onun adına bir eser kaleme almış.

Tolstoy da 1851 - 1856 yılları arasında bu bölgede ve Kırım'da Osmanlı Ordusuna karşı savaşmıştır ve bu dönem onun hayatını geniş ölçüde etkilemiştir. Bu savaşlar esnasında Tolstoy müslümanları ve onların yaşantısını yakından tanıma fırsatı bulmuştur.

Yeri gelmişken değinmeden geçemeyeceğim. Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Tolstoy Osmanlı'ya karşı savaşan ilk ve tek meşhur edebiyatçı değildir. Ünlü İspanyol yazar Cervantes de 1571 yılında İnebahtı Deniz Savaşında Osmanlılara karşı savaşmıştır. Bu savaşta yaralanarak esir düşen Cervantes, meşhur eseri Don Kişot'u cezaevinde tutukluyken yazmıştır.

Hayatının sonraki dönemlerinde Hindistanlı bir yazarın derlediği hadis kitabından çok etkilenen Tolstoy bu kitaptan seçtiği hadisleri "Hz. Muhammed" adlı bir kitapta toplamıştır.

En az bu kitap kadar ilginç ikinci bir olay, Azerbaycanlı müslüman bir general olan İbrahim Vekilov'un Rus asıllı hristiyan eşi Yelena Vekilova ile Tolstoy arasındaki mektuplardır. Çocuklarının hangi dine mensup olması gerektiğine karar veremeyen anne Vekilova, Tolstoy'a bir mektup yazarak ondan yol göstermesini ister. Tolstoy, cevaben yazdığı mektuplarda İslam dininden övgüyle bahseder ve çocukların müslüman olarak yetiştirilmesini tavsiye ederek şöyle der:

"Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haç'a tapmaktan mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her insan şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği, tek Allah ve onun peygamberini kabul ederdi."

Hayatının sonuna doğru eşini terk edip İstanbul üzerinden Bulgaristan'a doğru yola çıkan Tolstoy tren istasyonunda metruk bir odada vefat eder. İstanbul seferinde İslam dinini öğrenme adına bir niyeti var mıdır veya İslam dinini bu kadar övdüğüne göre kabul etmiş midir Allah bilir.

Tolstoy gibi büyük bir yazarın müslüman olması biz müslümanlar adına bir gurur kaynağı olurdu elbette ancak ne imanımızı artırır ne de ahiretimizi kurtarırdı. Bizi kurtaracak olan dünyaca meşhur yazarların, film yıldızlarının, futbolcuların müslüman oluşuyla övünmek değil, müslümanlığı övünmeden kendi hayatımıza tatbik ederek övünülecek bir yaşam sürmektir. Vesselam.


3 Ağustos 2012 tarihli yazı

Yorum Gönder