Tahtaya komik bir insan resmi çizdim. "Bu insan... Belki bu çizdiğim resim değil, ama insan mükemmel yaratılmıştır," dedim. Mükemmel yaratılmış bir kukla.
Evet, yaratılan her insan mükemmel bir kukladır. Kuklaları canlandıran ve harekete geçiren bir ele ve parmaklara ihtiyaç vardır. O el sizsiniz. O parmaklar güdülerinizdir.
Başarı arzusu, rahatlığa düşkünlük, gurur, kibir... Sizi harekete geçmenizi sağlayan ne varsa hepsi birer güdüdür.
Nasıl ki kukla oynatan birisi parmaklarını kullanması gerektiği gibi kullandığında, kukla hareketleriyle etrafında heyecan uyandırır ve kendisini izleyenlerde mutluluk hissi oluşturur, siz de güdülerinizi yerinde, zamanında ve dengeli kullandığınızda başarılı ve sevilen birisi olursunuz.
Güdülerin dengeli kullanılması ne demektir peki?
Kuklaya bağlı her ipin her zaman oynatılmamasıdır.
Mesela gururu sürekli oynatır veya ipi aşırı çekerseniz kuklanın burnu aşırı havaya kalkar ve kukla çevreye sevimsiz görünür..
Ya güdülere sahip değilseniz? Ya sahip olduğunuz güdüler yeterince kuvvetli değilse? İşte o zaman kuklayı başka şeyler harekete geçirir, yani başkasının kuklası olursunuz.
Güdüleriniz abartılıysa yıkıcı ve bencil olursunuz. Tavırlarınız tepkiyle karşılanır...
Demekki neymiÅŸ:
Mükemmel varlıklarız ve kontrol bizde...
Yaşama dair güdüleri olan ve ve bu güdülerin dengesini ayarlayabilen başarılı olur.
Güdülerini harekete geçiremeyen harekete geçmek için ipleri başkasının eline verir.
Ve kendi istediği gibi değil başkasının istediği gibi hareket eder..
Bunun farkında olmasa da..
Demekki neymiÅŸ?
"Zil çaldı hocam."