"Yaratılış tezi" hikayelerini ortaokul sıralarında terkedip yaratılış gerçeğine inanmış biri olarak suale cevap babında dem...
"Yaratılış tezi" hikayelerini ortaokul sıralarında terkedip yaratılış gerçeğine inanmış biri olarak suale cevap babında demek isterim ki;
Yaratılışın herhangi bilimsel bir açıklaması yoktur. Bilimsel açıklama diye yutturulmaya çalışılan evrim teorisi kocaman bir yalandan ibarettir. Kominizmin zirvede olduğu yıllarda revaçta olsa da bu teorinin boş bir safsata olduğu anlaşılmış ve umumiyet itibariyle gündemden düşmüş, Türkiye gibi bazı ülkelerde en fazla ortaokul seviyesinde bir tartışma konusu olarak kalabilmiştir.
Bu teorinin kendisi de bilimsel bir araştırma ürünü değildir. Darvin'in ortaya attığı bu iddia özellikle sömürgeci ve kominizmle idare edilen ülkeler tarafından desteklenmiştir. Evrim teorisi bütün dinleri temelinden inkara maatuf bir teoridir ki asıl amacı insanları dinlerin uydurma olduğuna inandırıp din adına yapılan direnişleri sona erdirmektir.
Bu teoriye inanmayanları düşüncesizlikle ittiham edenler kendilerine sorulan aşağıdaki sorulara cevap veremedikleri halde bu teoriyi savunarak hem düşüncesizlik hem de bağnazlık yapmış olmuyorlar mı?
1. İnsanın yaratışı maymunun zamanla insana dönüşmesi şeklinde olduysa bu muhtemelen uzun zaman alan bir süreç olmuştur ki bu iddiaya göre dünyada bir müddet ara nesiller (maymun – insan arası)hüküm sürmüş olmalıdır. Ancak yapılan arkeolojik çalışmalardam hiçbirinde bu bulguya rastlanmamıştır.
2. Evrimin bir nesnenin zamanla başka bir nesneye inkılab etmesi olduğunu düşünürsek insanoğlu akıl, düşünme gücü gibi özellikleri nereden almıştır? Zira bu özellikler maymunda yoktur.
3. Bu evrim olayı nasıl bir olaydır ki belirli bir süre içerisinde olmuş bitmiştir? Hangi güç bu süreci başlatmış, hangi güç bitirmiştir? Evrim olayı doğru olsaydı bu günümüzde hala devam ediyor olmalıydı. Halbuki değil bugün insanlık tarihi boyunca maymun insan arası yaratıklara rastlamıyoruz.
4. Evrim teorisi doğruysa günümüz maymunları varlıklarını nasıl korumuşlardır?
Hasılıkelam teori olmaktan öteye gidemeyen bir iddiaya inanmamak düşüncesizlik değil bilakis izandır. Aslı düşüncesizlik ortacağ karanlığından çıkmış cahil bir avrupalının saçma sapan safsatalarına inanıp bütün peygamberlerin ittifakla bildirdikleri yaratılış gerçeğini inkardır.
Asırlar boyu insanlığa rehber olmuş ‘Emin' lakabıyla bilinen Peygamberimizden (SAS) bütün peygamberlere, alimlere kadar herkes aynı gerçeği haykırırken, tek bir tanesi bile alternatif birşey söylemezken Darvin teorisine bel bağlamak güneş altında mumla aydınlanmaya çalışmak gibi bir divaneliktir.
Olaylara bilimsel kavramı giydirip bütün varlığı fizik sınırları içine sokmaya çalışmak, düşünceleri ve hayatı belli kalıplara sokmaktır ki asıl düşüncesizlik budur. Fizik kanunlarıyla izah edilebilen herşey hemen her ortazekanın anlayabileceği, size başka düşünce imkanı bırakmayan hakikatlerdir ki bunlar düşünce olarak sizi pek fazla bir yere götürmez. Asıl düşünce ve düşünceli olmak maddenin metafizik boyutlarına ulaşmaktır.
Yaratılış maddenin metafizik boyutuna inanmadan izah edilemez. Maddenin metafizik boyutu üç boyutlu resimlerdeki saklı nesne gibidir. Onu gözler göremez. Beyin görür.
Başka bir deyişle eşyanın hakikati eşyanın kendisi değildir. Var olan herşey mutlak bir varlığın delilidir. Mutlak varlık yaratıcının, yani Allah'ın kendisidir.
Bu, materyalizmin her şeyi fiziğe mahkum eden sığ düşünce sistemiyle anlaşılabilecek birşey değildir.